logo

Aycı yabancı gazetecilere “15-Temmuz Darbe Kalkışmasını” anlattı

Aycı yabancı gazetecilere “15-Temmuz Darbe Kalkışmasını” anlattı

THY Yönetim Kurulu Başkan’ı İlker Aycı, yabancı basın mensuplarına 15-Temmuz darbe girişimini anlattı. Genel Müdürlük binasında gerçekleştirilen toplantıya, İtalya, İspanya, Malta, Portekiz, Yunanistan ve Fransa’nın gazetecileri katıldı. 40 kadar basın mensubuna hitap eden Aycı; “FETÖ’nun kendi ekonomik ve uluslararası lobi gücüyle medya ağı oluşturduğunu ve bu gücü dünyada kara propaganda yaparak Türkiye’nin aleyhine kullanmaya çalışan yeni nesil bir terörist dalgayı temsil eden terörist bir örgüt olduğunu” söyledi.

image

FETÖ terör örgütünün sadece basit bir imamın tasarımından ibaret bir kalkışma, bir darbe girişimi olmadığını ifade eden Aycı; “Yaklaşık 30-40 yıldır devlet yapısı içerisine, toplumun önemli katmanlarına sızma harekatı başlattılar. Bu inanılmaz bir üst aklın planlamasıdır. Belki size biraz garip geliyor olabilir ama sadece Türkiye’de değil, başka ülkelerde meydana gelebilecek olaylarla birleştirdiğiniz zaman, yeni nesil terörist dalganın ne olduğunu ve bunun da öncü hareketlerinden biri olduğunu çok iyi anlayacaksınız” dedi.
Bu zatın şu anda Amerika’da koruma altında olduğunu ifade eden Başkan Aycı; “orada gayet mutlu-mesut bir şekilde hayatına devam ediyor. Amerikan Kongresine, Amerikan kamuoyuna kendi lobi ve parasal gücünü kullanarak, Amerika’da önemli yöneticilere kadar ulaşabilecek networku bulunuyor. Hatırlanacağı gibi 1960’larda filan ABD’de çeşitli illegal örgütlerden söz edilirdi. İşte mafya, Cosa Nostra gibi çok çeşitli yapılanmalar vardı. Bu yapılanmalar o dönemde devlet üyelerine kendi kirli işlerini kabul ettirmek veya yaptırabilmek için çeşitli yöntemlere başvururlardı. Ama bu adamlar bizatihi devletin kendisini yönetmeye talip olacak kadar cüretkarlar. Cosa Nostra gibi örgütlerin, mafyoz örgütlerin ürettiği kargaşa ve terörizm bunlarınkinin yanında çok hafif kalır” dedi.

image image
Gerçekleştirilen toplantılarda yabancı gazetecilerin binlerce insanın devlet tarafından katledildiği bilgisine sahip olduklarını ifade eden Aycı; “buraya geldiklerinde böyle bir şey olmadığını anladılar. Yansıtılan haberlerden sahaya çıkanların, iktidar karşıtı halk olduğu zannedilirken, darbe karşıtı halkımız, milletimiz olduğunu daha iyi burada anladılar” dedi.
Aycı; “Pek çok yanlış bilgiler var. Bu yanlış bilgilerin düzeltilmesi noktasında toplantıların çok faydalı olduğunu ifade ettiler. Hatta şöyle diyenler oldu. ‘Bizim ülkemizde bunların yaşanmaması için bize ne tavsiye edersiniz. Biz Türkiye’nin ve Türk halkının yaşamış olduğu travmayı, olayın sizdeki aksını hiç anlamadık ama buraya geldiğimiz zaman bunun nasıl bir travma olduğunu, ne kadar önemli bir mesele olduğunu, Türk halkının nasıl derinden etkilendiğini ve neden buna bu şekilde tepkiler vermeye çalıştığını şimdi daha iyi anladık. Uçaklarınızda, bu konudaki resimlerle, kitaplarla, çeşitli broşürlerle anlatmaya çalıştığınız ama buraya gelince daha iyi anladık’ ifadelerini kullananlar oldu” dedi.
Aycı kendi yaşadığı bir olayı örnek vererek, “Bundan birkaç yıl önce Türkiye Yatırım Ajansı Başkanı aynı zamanda Dünya Yatırım Ajansları Birliği Başkanıydım. Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakanken yaptığı yanılmıyorsam 2012 veya 2013 seyahatinde biz de iş adamları grubu ile birlikte gittik. Türkiye’nin en önde giden işadamları vardı, Beyaz Saray’la önemli müzakereler yürürken ve Amerika’nın önemli kuruluşları think tank’lerle toplantılar yürürken bu FETÖ grubunun adamları grup grup gelip arabalarla işadamlarımızı araçlara bindirerek Pensilvanya’daki Beyaz Saray’dan bile daha görkemli olan malikaneye götürdüler. İşadamlarından orada yardımlar için çekler aldılar ellerinden. İşadamlarımıza orada baskı yaparak yardımlar topladılar. Grup grup tüm işadamlarımızın oraya gittiklerine şahit olduk ve şaşırdık. Sakin, iyi huylu insanlar gibi güleç insanlar gibi gözüken insanların, ‘eğitimle uğraşıyorlar, bak çocukları eğitiyorlar, biraz da dindar gözüküyorlar. Bunlardan zarar gelmez’ gibi bakılan topluluk 20-30 yıl içerisinde bambaşka bir şeye dönüştü ve kendi canavarımız ortaya çıktı” dedi.
Aycı; “16 Temmuz sabahı duyduğumuz bazı demeçlerle sarsıldık, yıllardır NATO’nun saygın bir ülkesi olan benim ülkemi NATO üyesi ülkelerden birisinin bakanları NATO’dan atmakla tehdit etti. Biz bir iç düşmanla savaşıyoruz ve bu iç düşman TBMM’yi, bombalıyor, çocuklarımızı öldürüyor. Ben 30 yıllık en yakın arkadaşlarımdan birini ve 16 yaşındaki çocuğunu babasına sarılıp korumak isterken vuruldu. İki çok sevdiğim insanı kaybettim o çocuğun isminin verildiği günü, doğduğu günü biliyorum. O gece onları kaybettik Boğaz köprüsündeki direnişte sniperler vurdular. Bunları yaşarken dostlarınızdan güzel bir söz, destek duymak istiyorsunuz. Duyduğunuz ilk söz “Arkadaşlar sizi NATO’dan atarız” olduğu zaman ya da “Siz ne yapıyorsunuz, tutukladığınız bu generaller bizim çalışma arkadaşlarımızdı ne yapıyorsunuz” olduğu zaman. O general, o subay bize silah çekti, tankıyla topuyla bizi vurup sivil insanları öldürdüler. Tanklarla insanları ezdiler. Burası Prag Baharı’nın yaşandığı 1960’lar değil. Burası Tiananmen Meydanı değil. Burası Avrupa ile tam üyelik konusunda yıllardır müzakere yürüten ve demokrasi konusunda tam 200 yıllık bir parlamenter geçmişe sahip, 3 tane imparatorluğun, ilk çağın tüm medeniyetlerinin üzerinde yükseldiği, dünyada paranın icad edildiği ilk üniversitenin kurulduğu bir ülke Türkiye’dir” dedi.
Tehlikenin geçmediğini düşünüyoruz diyen Aycı, “çünkü bunların varlıkları, bulundukları ülkelerdeki insan ve parasal kaynakları var. Dünyanın birçok ülkesinde açık olan okulları, vakıfları ve lobicilik faaliyetleri ile birlikte parasal kaynaklarını kullanıyorlar. Sadece dershanecilik işinde yılda döndürdükleri para 10-15 milyarla ölçülüyor. Yıllık gelirleri dudak uçuklatacak şekilde, belki de Avrupa’da pek çok ekonominin cirosundan fazladır” dedi.

#

SENDE YORUM YAZ